elden

Derini'min hastanedeki odasının kapısındaki teşrifatçı bebek...Dekopaj testeresiyle keserek yaptım çok sade oldu .Ama bence fenada olmadı..!!
Bahsedeceğimi söylemiştim..İşte zeytinlik komşumuz can dostumuz ,abimiz Şükrü abimiz..Sevgili eşi habibe her zamanki gibi oslo'da .am güzeller güzeli rona'mız o pazar bizleydi.Sabah kahvaltısını Gölyazıda göl kıyısında harika bir aile işletmesinde yaptık..Nasılda koltuklar kabarmış sevgili abimizde!!!
Aman!!!!!Poyraz görmesin..Burcu çok cesursun kızım ..Küçük adam çok kıskanç..!!!!Ama laf aramızda harika bir resim...Kızımın tokası kendinden büyük...
Bayram geldi geliyor derken geçti bile....Asla o eski bayramların ruhunu taşımasa bile,hayatın telaşı içinde herşey değişime uğrarken bayramların eski anlamlarını muhafaza etmesini beklemek imkansız bence..Hayat hızla akıyor gençler hayatın dişlileri arasında mücadele veriyorlar dolayısı ile bayramlar fırsat günleri, kaçamak günleri.. Bu bayram biz büyüklerimizle olma şansını yakaladık Tuluğ ile....Ver elini Artur.... eksik kadromuzun burukluğunu yüreğimizin taaa derinlerinde hissederek yakında kaybattiğimiz halacığımın yokluğunda eniştemin adeta dahada küçüldüğünü,etrafında acısının hüznüyle iki büklüm dolaşırken içimize taş gibi oturdu yoksunluğumuz.....Artur'da biz hiçbirimiz 37 senedir halamsız bir günümüz olmamıştı..Herşeye rağmen hayat yaşanmaya devam edecek...Çünki iki senedir ailemize yeni katılan bebeklerimiz , çocuklarımızla yaşadığımız yeni heyecanlarımız var.Büyük annanemiz ,etekleri ziller çalarak hizmet ediyor ...Tabii hizmette sınır yok...Yarımca börekler açılmış,Müthiş lezzetli zeytinyağlı dolmalar yapılmış,kavanoz kavanoz reçeller terasta güneşte kıvama getirilmiş,bostandan domatesler,biberler toplamış, sabahın ilk ışıklarıyla yürüyüş yapılmış, eniştemin gazetesi ve fırından taze ekmek alınır.....Derken ..semaverde çay demlenir yumurtalar (trilyeden tavuğun altından en son yumurtaya kadar aldım )pişer..Mis gibi domatesler çıtır sivri biberler doğranır ve sızma zeytinyağıyla onurlandırılır..Haydi bakalım sofraya İşte bayramların en hoş tarafı galiba bu sofrada toplanılan o anlar...Selimim, minoşum minik bebeğim Derin,annanemiz, eniştemiz.ve sevgili Tuluğ ile güzel lakin eksik bir bayram sabahı...Halam sanki yukardan inecek hangi kapıdan çıkar diyesimiz var...Ama babacım hala o kapılardan geri gelmediğine göre biz bu yoksunluğada istemeden bile olsa alışacağız gibi..Veeeeee.....Dönüş yolu...Bir ritüel haline gelen Susurlukta tost -ayran ikilisi ve işte Trilye sapağı..Kaldı 28 km...Dört bacaklı kızıma kavuşmayı ve bir an evvel bayramlaşmayı istiyorum..Pencerelerde bekliyordur bizi.İşte böyle ...Bir Bayram daha geride kaldı....
Canım oğlum benim...Ellerine sağlık....

Niçin böyle bir giriş yaptım...O güzel çiçeğin arkasındaki oyma taş benim sanatçı oğlumun Emirimin annesine yaptığı enfes bir hediye !!!Aka...
İşte benim şeker kızım ...Çok hızlı büyüyor..Bana mı öyle geliyor ?İpek gibi bir ten,şeftali gibi yanaklar..minik bir cadde kızı yetişiyor..İmelda Markos'a rakip ayakkabı çeşitleriyle işte benim Derin'im..... ......
Yeşil zeytin zamanı.....

Saygı duyuyorumbu ağaca ....Neden? Bilmem ....O şahane meyvasının oluşumunu hergün izlediğim içinmi acaba ??? Bütün sene evlat gibi bakıyor...
Kızımın kapısının arkasındaki askılığı!!!
Trilye'den poyraz geçti...

" senin kirpiklerin çok güzel aşkım "diyorum."Al senin olsun babanecim geri almicam" diyor ellerinle kirpiklerinden alı...
Trilyalı butik otelin reklamı böyle yapılır!!!!

Abone Ol:

Kayıtlar

Atom

Kayıtlar

Yorumlar

Atom

Yorumlar

Translate

Basit teması. Tema resimleri luoman tarafından tasarlanmıştır. Blogger tarafından desteklenmektedir.